“Süt; başta,gelişme çağındaki çocuklar olmak üzere,hepimizin vücudu için lüzumlu olan bütün besinleri dengeli olarak içinde bulunduran vazgeçilmez bir besin kaynağıdır.” Buraya kadarını, zannediyorum ki, hepimiz biliyoruzdur.
Biliyorsun da kardeşim neden sütü içmiyorsun,çocuğuna içirmiyorsun,arkadaşına ikram etmiyorsun ? Şöyle arkanıza yaslanıp kendinize dürüst olun ve söyleyin ,en son ne zaman kafanıza bardağı dikip lıkır lıkır süt içtiniz ?
İstatistikler bakın ne diyor; Türkiye’de kişi başına yılda 5-6 litre süt tüketilirken,AB ülkelerinde 80-90 litre ABD de ise 120 litreye kadar çıkmaktaymış. Markete gidip boyalı suya parayı veriyorsun ,yanında iki de beyaz ekmek alıp eve götürünce beslenme işi halloldu mu zannediyorsun ? Sonrada satrançta ,çocukluğunda,bu ortalamalarla süt içenleri yeneceğim diyorsun.
Bu yaz ülkemizde yanılmıyorsam 5 adet açık turnuva yapıldı.İlk üç dereceleri siz yazın ben okuyayım.Gelenler de ülkelerinin 4. sınıf satrançcıları. Bunlardan bile ilk üç dereceyi alamıyorsunuz. Çünkü ,çocukluğunuzda onlar kadar süt içmediniz. Şimdi de kendi çocuğunuzu,kardeşinize,öğrencinize sütü, bu ülkelerdeki çocuklar kadar içiremiyorsanız onlarda ilerde satrancı, bu ülkelerin çocukları kadar oynayamayacaklardır.
.
Sırf satrancı da değil,futboluda,teniside oynayamayacaklar.Yüzücünüz de çıkmayacak atletiniz de… Ama içerde “sütü az içenler” birbirinizi bol bol yenecek ve satrancınızın geliştiğini zannedeceksiniz
İstanbul veya Ankara’da bir “süt kupası satranç turnuvası” yapalım.Basından da yardım isteyip, süt içen çocuklar satrancı daha iyi oynar tezini işleyelim.Çocularımıza süt içirip süt ürünlerini yedirelim, diye gerekirse bağıralım.
Geçtiğimiz aylarda Bursa’da bunu andırır bir turnuva yapılmıştı .Sponsoruda bir süt ürünleri firmasıydı. Ama benim söylediğim bir satranç turnuvasından daha öte bir şey. Ses getirecek bir organizasyon. Süt ve dolayısıyla hayvansal proteini eksik tüketmemizin ,çocuğumuzun gelişmesini nasıl olumsuz etkilediğini toplulumuza anlatılması ağırlıklı bir organizasyon..
Ya da boyalı suyu içip,ikram ederek Avrupalı olduğumuzu zannedelim.Et ile dolduracağımız midemizi beyaz ekmekle dolduralım.Sonra da niye “satrançta hep yatay gelişiyoruz” diye bir birimizle dertleşelim.
Beklide en iyisi yeni gelecek başkanı beklemek.
Biliyorsun da kardeşim neden sütü içmiyorsun,çocuğuna içirmiyorsun,arkadaşına ikram etmiyorsun ? Şöyle arkanıza yaslanıp kendinize dürüst olun ve söyleyin ,en son ne zaman kafanıza bardağı dikip lıkır lıkır süt içtiniz ?
İstatistikler bakın ne diyor; Türkiye’de kişi başına yılda 5-6 litre süt tüketilirken,AB ülkelerinde 80-90 litre ABD de ise 120 litreye kadar çıkmaktaymış. Markete gidip boyalı suya parayı veriyorsun ,yanında iki de beyaz ekmek alıp eve götürünce beslenme işi halloldu mu zannediyorsun ? Sonrada satrançta ,çocukluğunda,bu ortalamalarla süt içenleri yeneceğim diyorsun.
Bu yaz ülkemizde yanılmıyorsam 5 adet açık turnuva yapıldı.İlk üç dereceleri siz yazın ben okuyayım.Gelenler de ülkelerinin 4. sınıf satrançcıları. Bunlardan bile ilk üç dereceyi alamıyorsunuz. Çünkü ,çocukluğunuzda onlar kadar süt içmediniz. Şimdi de kendi çocuğunuzu,kardeşinize,öğrencinize sütü, bu ülkelerdeki çocuklar kadar içiremiyorsanız onlarda ilerde satrancı, bu ülkelerin çocukları kadar oynayamayacaklardır.
.
Sırf satrancı da değil,futboluda,teniside oynayamayacaklar.Yüzücünüz de çıkmayacak atletiniz de… Ama içerde “sütü az içenler” birbirinizi bol bol yenecek ve satrancınızın geliştiğini zannedeceksiniz
İstanbul veya Ankara’da bir “süt kupası satranç turnuvası” yapalım.Basından da yardım isteyip, süt içen çocuklar satrancı daha iyi oynar tezini işleyelim.Çocularımıza süt içirip süt ürünlerini yedirelim, diye gerekirse bağıralım.
Geçtiğimiz aylarda Bursa’da bunu andırır bir turnuva yapılmıştı .Sponsoruda bir süt ürünleri firmasıydı. Ama benim söylediğim bir satranç turnuvasından daha öte bir şey. Ses getirecek bir organizasyon. Süt ve dolayısıyla hayvansal proteini eksik tüketmemizin ,çocuğumuzun gelişmesini nasıl olumsuz etkilediğini toplulumuza anlatılması ağırlıklı bir organizasyon..
Ya da boyalı suyu içip,ikram ederek Avrupalı olduğumuzu zannedelim.Et ile dolduracağımız midemizi beyaz ekmekle dolduralım.Sonra da niye “satrançta hep yatay gelişiyoruz” diye bir birimizle dertleşelim.
Beklide en iyisi yeni gelecek başkanı beklemek.
